Öylesine

Şu an müziğim, ballı-limonlu ıhlamurum, güzel kokan mumum, defterim, kalemimle bir de bloğumlayım, yazıyorum.

Bu hafta sonunu "herkes ailesiyle geçirsin" haftasonusu yaptık eşimle. 
O kendi ailesinin yanına gitti (şehir dışındalar) ben de benimkilerin (onlar da şehir dışı sayılırlar-beylikdüzü de İstanbul dışı sonuçta!)
Ben bugün döndüm, azıcıkta kendi kendime evde vakit geçirmek için Nazo'dan önce geldim, kuralları ihlal etmiş olabilirim ama napim dayanamadım:)
Sonuçta ev de yanlızlığa da ihtiyaç var yani şimdi, yalan mı?

Dün Beylikdüzün'ne giderken 11 sene önce İstanbul'a ilk gelişim, Beylikdüzün'De yaşarken neler yaşadığım, tanıştığım insanlar, arkadaşlarım, okul, iş… Hepsini bir kez daha düşündüm.  
İnsan hayatı enteresan. Hiç olmaz dediklerimiz hep oluyor, hayallerimiz gerçekleşiyor, bazen sonu hüsran da olsa iyiki yaşadımlarımız çoğalıyor.

İstanbul'u çok sevmiyorum, sevemedim. Belki Mersin gibi küçük, düzenli, sıcakkanlı şehir de büyüdüğüm için olabilir. Burası çok büyük. İlk kez Taksim'e gittiğimde yalvarmıştım buradan gitmek istiyorum diye. Hala da sevmem. Ve Taksim'de çalışıyorum:)
Hayat işte!

Neyse daldan dala atladım he. 
Zaten belli bir konumda yoktu. 
Bende şu an durum bu.

Huzurlu Pazarlar:)




Yorumlar

Popüler Yayınlar